+90 0312 418 28 20 info@guchukuk.com

Yasa koyucu, meydana gelen bir kazada zararın önlenmesi veya azaltılması amacıyla, sigorta ettirenin yapacağı makul ve zorunlu masrafların sigortacı tarafından karşılanması amacıyla karayolları zorunlu mali sorumluluk sigortasını trafiğe çıkan her araç için zorunlu hale getirmiştir. Bu düzenleme sonucu sigorta yaptırmamış araçların trafiğe çıkması yasaklanmıştır.

Karayolları zorunlu mali sorumluluk sigortası; kaza sırasında sadece sigorta ettirenin korunması değil, sigorta ettiren nedeniyle zarar uğramış 3. kişilerin zararlarının da giderilmesi amacıyla oluşturulmuş bir sigorta türüdür. Yani zorunlu mali sorumluluk sigortası işletenin ve kusurundan sorumlu olduğu sürücünün üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu üstlenmekte olan bir sigorta türüdür.  Zorunlu mali sorumluluk sigortalarında sorumluluk kapsamı için bir üst limit belirlenir ve bu limiti aşan bir hasar gideri durumunda sigorta şirketleri belirlenen limit sınırına kadar sorumlu olurlar.

Zorunlu mali sorumluluk sigortasından yararlanmak için bir takım şartların gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bunlar ;

  • Araç sahibinin uğradığı bir hasar karşılanmamaktadır.
  • Sigortanın geçerli olabilmesi için motorlu bir taşıt hasara sebebiyet vermelidir.
  • Sigortanın geçerli olabilmesi için hasarın karayollarında meydana gelmesi gerekir.
  • Karayolları mali sorumluluk sigortası Türkiye sınırları içinde bir hasar meydana gelmesi halinde geçerlidir.
  • Motorlu taşıtın işletme halinde olması gerekir.

Karayolları zorunlu mali sorumluluk sigortası ile ilgili davalar daha çok kaza sırasında zarar gören kişiler tarafından açılmaktadır. Yasa koyucu aynı zamanda  kaza sırasında zarar gören ve zorunlu mali sorumluluk sigortasının tarafı olmayan 3. kişilerin zararlarını tazmin edebilmeleri için de çeşitli düzenlemeler yapmıştır.  6102 sayılı TTK(Türk Ticaret Kanunu)’nın kabulünden önce, trafik kazalarında zarar gören 3. kişilerin zorunlu trafik sigortasından yararlanıp yararlanamayacakları hakkında çeşitli görüş ayrılıkları vardı. Ancak Yargıtay yerleşik içtihatları ile kaza sırasında  zarar gören 3. kişilerin doğrudan sigortacıya  dava açma hakkı olduğuna dair hükümler emretmiştir. 6102 sayılı TTK’nun kabulü  ile bu hak ilgili kanunun 1478. maddesinde güvence altına alınmıştır.

TTK madde 1478 derki “Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir.” Bu düzenleme ile sigortalının kazası sonucu zarar gören 3. kişiler hem sigortalıya karşı hemde doğrudan sigortacıya karşı dava açabilme hakkına sahiptirler.

Bu hak aynı zamanda KTK( Karayolları Trafik Kanunu) 97. maddesinde kabul edilmiştir. KTK 97. madde 2016 yılında yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenlemeden önce zarar görenler zorunlu mali trafik sigortası sınırları içinde sigortacıya başvurmadan direkt dava açma hakkına sahiptiler. Ancan 26.04.2016 tarihi itibariyle 97. madde yeniden düzenlenerek yürürlüğe girmiş ve bu nedenle zarar gören kişiler için sigortacıya dava açamadan önce mutlaka sigortacının bağlı olduğu sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuruda bulunma zorunluluğu getirilmiştir. Sigorta kuruluşuna başvuruda bulunan kişiye, sigorta kuruluşu tarafından başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde yazılı cevap gönderilmez ise yahut sigorta şirketi tarafından verilen cevabın zarar görenin talebini karşılamadığına dair uyuşmazlık çıkarsa zarar gören; sigortacıya karşı dava açabilir. KTK’daki yeni düzenleme ile zarar görenin sigorta kuruluşuna başvuru yapmadan dava açması engellenmiştir. Aynı zamanda, zarar gören 3. Kişinin sigorta şirketine başvuru yapmış olsa dahi sigorta kuruluşunun 15 gün süreli cevabını beklemeden dava açması bu düzenleme sayesinde imkansızlaşmıştır.

Trafik kazaların da zarar gören 3. Kişilerin zararlarının tazmini için sigorta şirketlerine açacakları davalarda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleridir. Bu tür davalarda yetkili mahkeme ise sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.

Zarar gören 3. kişiler hem sigortalıya hemde sigortacıya birlikte dava açabilirler böyle bir durumun gerçekleşmesi halinde sigortalı ve sigortacı, zarar gören 3. kişiye karşı müteselsilen sorumlu olurlar. Zarar gören 3. kişi sigortalıya karşı dava açmış, bu dava sonucunda tazminata hak kazanmış olsa dahi; tazminat bedelini sigortalıdan tahsil etmediği sürece sigortacıya karşı dava açma hakkını kaybetmez. Ancak zarar gören 3. Kişiler sigortalıya karşı davadan feragat ederse sigortacıya karşı da feragat etmiş olur.

   Av. Aliye Gökçe GÖKER