+90 0312 418 28 20 info@guchukuk.com

Kredi kartı tedarik eden bankaların müşterilerinden yıllık olarak veya 6 ayda bir ‘Kredi kartı üyelik aidatı’ adı altında bir kısım ödeme talep ettiklerini biliyoruz. Geçmiş dönemde yatırılan bu aidatların iadesi için Tüketici Hakem Heyetlerine oldukça başvuru yapılmıştı ve halen de yapılmakta. Peki bankaların bu uygulaması yasal mı?

Bankaların talep ettikleri aidatlara ilişkin bir açıklık getirilmesi 28/05/2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 31. Maddesi ile olmuştur. Söz konusu madde ile kart çıkartan kuruluşlar tarafından, tüketicilere yıllık üyelik aidatı ve benzeri isim altında ücret tahsil etmedikleri bir kredi kartı sunmaları zorunlu hale getirilmiş, böylece tüketiciye seçim hakkı tanınmıştır.

Bu demektir ki; Yasa’nın yürülüğe girmesinden sonraki sözleşmelerde kart üyelik aidatı belirtiliyorsa; bu bedelin talep edilmesi yasaldır. Oysa yürülük tarihi olan 28/05/2014’den önce yapılan kredi kartı sözleşmeleri için durum biraz daha karışıktır. Bazı kararlarda alınan bu ücretin yasal olduğu, bazılarında ise haksız şart olarak değerlendirilmiştir.

BKKKK 24. Maddesinde ise; kart hamilinden sözleşmede yer almayan ücret talep edilmesinin mümkün olmadığı belirtilmektedir. Bu madde uyarınca sözleşmede yer almayan faiz, komisyon, masraf gibi taleplerde bulunulması mümkün  görülmemektedir. Zira yıllık kart ücreti sözleşmenin zorunlu unsuru kabul edilmemektedir.

Oysa; uygulamada bu husus farklı yorumlamalara maruz kalmış ve pek çok farklı karar ortaya çıkmıştır. Bir kısım kararda ödemenin yasal olmadığı, bir kısım kararda ise sözleşmede belirtilmese dahi aidat talep edilebileceği kabul edilmiştir. Şu anda genel kabul gören görüşün; aksi taraflarca kararlaştırılmadığı sürece ve aidat miktarının makul olması koşuluyla bankalarca aidat talebinde bulunabileceği olduğu söylenebilir.

Bankaya aidat ödememek için; kredi kartı başvurusu esnasında aidat ödenmek istenmediğinin belirtilmesi, sözleşmenin incelenerek böyle bir ibare bulunup bulunmadığına dikkat edilmesi ve ibare yoksa dahi sözleşmeye “Kredi kartı üyelik aidatı ödemesini kabul etmiyorum” şeklinde bir ibare düşülmesi tüketicinin yararına olabilecektir.

Konunun açıklığa kavuşması açısından aşağıda bir kısım Yargıtay kararı sunulmaktadır.

  • Yargıtay’ın bir kararında;

                  “…bankanın kredi kartı üyelik aidatını makul olmak kaydıyla istemesinde yasaklayıcı bir hüküm olmadığı gibi…” (T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2012/23542 K. 2013/3272 T. 13.2.2013)

Denmekle kredi kartı üyelik aidatının makul olması koşuluyla geçerli olduğunu kabul etmiştir. Makul olmaktan kasıt nedir tam belirlenmemiş olmakla birlikte; somut duruma göre belirlenir.

  •  Yargıtay’ın bir başka kararında ise aidatın taraflarca müzakere edilmemiş olmasının haksız şart kabul edileceği ve iadesi gerektiği belirtilmiştir.

                    “…Mahkemece kredi kartı aidatına dair sözleşme hükmünün 12 punto koyu siyah harflerle düzenlenmediği, tüketiciyi kart kullanım ücreti adı altında bir külfete sokan sözleşme hükmünün tüketici ile ayrıca müzakere edilerek kararlaştırıldığının iddia ve ispat edilmediği, sözleşmedeki kredi kartı üyelik ücreti alınacağına dair hükmün haksız şart olduğu, gerekçesi ile kart aidatı kesintisi olarak 665,00 TL nin iadesine…” (T.C. YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 2015/13054 K. 2016/3659 T. 2.3.2016)

  •   Aşağıda sunulan Yargıtay Kararlarında ise; banka tarafından yapılan kesintilerin ödenmemesi durumunda faiz işletilebileceği, ayrıca; banka ve müşterisinin arasında imzalanan sözleşmede kredi kartı üyelik aidatı ödenmesi kararlaştırıldığından bu alacağın hukuki olduğu ve cezai şart niteliğinde bulunmadığı, bankaların hizmetlerinin karşılığı olarak ücret talep edebilecekleri belirtilmiştir;

                     “… davacının ekstreye yansıyan kesintilere itirazda bulunmadığı ödemelerdeki gecikme sebebiyle banka tarafından uygulanan faizin hukuka uygun olduğunun anlaşıldığı, öte yandan kredi kartı üyelik aidatı alınacağı taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırıldığı ve bu düzenlemenin haksız şart niteliğinde olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

…. usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA…” (T.C. YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 2016/1964 K. 2017/1993 T. 13.3.2017)

                    “…Bankalar bunun aksine kar amacıyla kurulan müesseselerdir. Bu yüzden gördükleri hizmetin karşılığını da isteyebilirler. Ayrıca çok sayıda banka bulunduğuna göre de davalı kendi yükümlülüklerini yerine getirmek kaydıyla dilediği bankadan kredi kartı kullanma imkanına da sahiptir. Bu durumda davalı ile davacı banka arasındaki sözleşmenin iltihaki bir sözleşme olmadığının kabulü gerekir. Bankalar gördükleri hizmetin uygun bir karşılığını istemek hakkına sahiptir. Kredi Kartı hizmetinin banka için riski bulunduğu gibi bir maliyeti de bulunmaktadır. Bankanın bu maliyeti kredi kartı kullanıcılarına yansıtması doğaldır…” (T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2012/7979 K. 2012/9930 T. 11.4.2012)

  • Aşağıdaki kararda; sözleşmede belirtilmese dahi bankaların kart aidatı talep etme hakları olduğundan bahsedilmektedir.

“…Öte yandan sözleşmede üyelik ücreti alınacağının kararlaştırıldığı da sabittir. Davacı, davalıya ait kredi kartını kullanması nedeniyle, davalı banka taraından bildirilen ücreti, sözleşmede hüküm olsun yada olmasın ödemekle yükümlüdür. Bir başka deyişle, davalı banka üyelik ücreti ödenmeden kart verme yükümlülüğünde olmayıp, sözleşmedeki buna dair kararlarında haksız şart niteliğinde bulunmamaktadır…”  (T.C. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2010/13722 K. 2011/5258 T. 5.4.2011)